19 Ekim 2012 Cuma
geçenlerde bir günüm..
Şarkımız
İnsanları gözlemlemek gibi garip huylarım olduğunu itiraf etmeliyim sanırım... Yani herkes yapıyordur bunu ama benim kadar sık değil...
Bu çok eski bir alışkanlık bende. Lisedeyken arkadaşlarıma "aklına gelen ilk renk ne? ilk somut şey ne?" gibi garip sorular yapardım, aldığım cevapları bir tabloda birleştirir, arkadaşlarımın ruh hallerini, ailelerinde sorun olup olmadığını, sakladıkları duyguları, korkularını öğrenirdim. Bu beni birçok arkadaşımdan farklı yapardı. Beni hem severlerdi, hem de biraz benden çekinirlerdi. Ne zaman sıkıntılı bir döneme girseler, sınavdan düşük alsalar, sevgilileri terk etse bana gelip dertleşmek isterlerdi. Onlar anlatabildikleri kadarını anlatır ben daha fazlasını anlardım...
Bazen olmadık bir yerde, olmadık bir zamanda ağlamaya başlardım, kimse ne olduğunu anlamazdı, bense içindeki kinden, nefretten kimseye bahsedemezdim.. Zaten biri ne zaman "neden ağlıyosun?" dese ben daha çok ağlardım. Bazen yakın arkadaşım beni rehberlik sınıfına götürür ve sakinleşene kadar gelme derdi. Sakinleşmek mi? Benim için öyle bir şey mümkün değil ki! içimdeki acıyla sakinleşememki....
Bir dakika nerden geldim ben bu konuya; size başka bir şeyden bahsedecektim. Ahh, evet insanları gözlemlemek....
Şu an şehir dışında görevdeyim. İçinde yer aldığım, ama bir parçası gibi hissetmediğim bir grupla mesai yapıyorum. Sanırım 20-25 kişi filanız. Bu görevde benim işim ne-nasıl-neden gibi sorulara cevap bulmak, sistemi daha iyi tanımak. Birbirinin yüzüne gülen bu grupta samimileri de çok iyi görüyorum sinsileride, evdeki problemlerini yansıtmamaya çalışanları da karısına tapanları da, emekli olup evde oturmak istemeyenleri de meslek hayatının başında tükenenleri de... Her şey o kadar açık ki... Bense, en iyi maskemle burdayım... Buna rağmen acaba benim içinde benzer şeyleri düşünen biri varmı burda?
Koca bir salona açılan küçük cam odada onları izliyorum, konuşmalarını dinliyorum. İşle ilgilenmediğimi, kaytardığımı düşünen bakışlara aldırmadan yazıyorum. Onlara gülümsüyorum... Bazen gelip hatrımı soruyorlar, orda üşüyorum burası daha iyi deyip oturduğum yerden kıpırdamıyorum...
Biri test ediyor, biri test ediliyor. Test edilen gergin, test eden kendinden emin, açık yakaladığında affetmiyor, benim işimi yapıyor aslında, ee bunun için para alıyor, gidip ona yardım etmeyi düşünmüyorum...
Muhabbet arayan bir tip gelip iç dünyamdan çıkarmaya çalışıyor beni, kısa cevaplarla geçiştiremeyeceğim sanırım. Adam mesajı almadı... Ah birde durmadan çalan telefon var, hemen yanımda duruyor, açmıyorum... Muhabbet arayan adam nihayet bir işe yaradı, telefonlara cevap vermek...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
hey sen! okuyup geçme,yorumunu miras bırak bana...