18 Kasım 2010 Perşembe

Akıp giden zaman ve ben-1

Bayramın 3. günü ve zoraki bayram heyecanım bugün tükendi.Bu bayram annemlere takılıp birsürü bayram gezmesi yapmadım,evde misafirde ağırlamadım.Bu bayram misafircilik oyunundan bunalmadım.Bilmiyorum,belki bu yüzden bu bayramdan birşey anlamadım.Evdeki kavurma kokusu hala genzimi tatlı tatlı yaksada,ben bu bayramı sevmedim..

Aslında bu sevimsizlik hali bayram öncesinde başladı.Bayramlık almadım,harçlık bekletimde yok zaten yıllardır.Gurbette bir akrabam da yok,hani bayramda göreceğim diye heyecanlansam...Ziyaret etmek istediğim kimsede yok.
2. gündü;bi babaneme gitmek istedim,evde yoktu,
sözlümün teyzesine gidelim dedik,evde yoktu,
pedere gidelim,o da evde yoktu...
Kaldıkmı piç gibi ortada!Eve geri dönelim dedim,annemde çıkmış evden...O kapıda kapanmış...Evimiz olsa giderdik ama daha evlemedik...Eeee napalım?..
Herkes ev gezmesi yapmıyorya,bizde alışveriş merkezine gittik,içerdeki beleş koltuklara oturduk başladık geleni geçeni izlemeye...

Üzüldüm insanlara...Kendime...

Eskiden akrabalar bir araya gelirdi,yiğenler,kuzenler..Amcalar,halalar...Belki hala aynı şekilde yaşayanlar var (ki var uzak çevremden biliyorum :( )ama aile bağları zayıflamış, alışveriş merkezlerinde vakit öldüren birsürü insan gördüm...En cicili bicili halleriyle vitrin bakıyorlardı...Üzüldüm; bu bayram bende onlarda biriydim...En cicili bicili halimle vitrin bakıyordum;hemen boş bir koltuğa oturdum...Kimi kandırıyordumki,hiç birşey almayacaktım,boş boş bakmanın bir alamı yoktu,ilk boş-beleş koltuğa bu düşüncelerle oturdum...

Çok değil,birkaç yıl önce bayram gelmeden aylar öncesinden başlayan heycanımı hatırlıyorum,korkusuzca kapıları çalıp şeker topladığım günleri,şekeri olmayıpda para veren amcayı...Mahallede saklambaç oynadığım günleri,saklanayım diye arabaların altına yüzükoyun yatışımı,nenesi hollandadan bebek gönderen kibirli arkadaşımı..Peçete koleksiyonumu..İlk okula başladığım günü..Hepsi ne kadar çok heycan vericiydi...Şu ara hiçbirşey beni heycalandırmıyor..İnsanlığım eriyor....

Sayısız iş görüşmesi yaptım,her seferinde çocukluğumdaki gibi,deli gibi,heycanlandım...Bir seferinde görüşmeye gittiğim yer,girişin altıydı,ben inmeye korktum,anneme,nişanlıma,kardeşime tek tek gittiğim adresi verdim;"yarım saat sonra benden haber alamazsanız gelin bu adrese.." dedim,hayret korktum...Çocukken sayısız zile bastık korkusuzca,en sevimli,en masum halimizde şeker topladık,şimdi eşşek kadar olduk,korkuyoruz....Zaman kimi/neyi değiştirdi?İnsanlarımı...

Neyse daha fazla arabeske bağlamadan toparlayım.Belki zaman değişti,belki ben büyüdüm böyle oldu,neyse ne,işin özü ben artık bayramlarda hey-can-lan-mı-yorum...

Önümüzde bir yılbaşı var,ondan biraz ümitliyim,belki unuttuğum o şeyleri bana hatırlatır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

hey sen! okuyup geçme,yorumunu miras bırak bana...