6 Aralık 2010 Pazartesi

Aşk Acısı Üzerine "yara bandı erkekler"

 [P. Neruda] 
 
Aşk acısı çeken biri değilim,ama bu gece bunun üzerine söyleyecek cümlelerim var;ki olaya tamamen fransız da değilim,bir zamanlar fazlasıyla çekmişliğim vardır.Konumuzla alakası yok,kimseye yara bandı olmuşluğum ya da kimseden böyle bir medet ummuşluğumda yok,sadece gerçekten aşk acısı çektim,atlattım ve şimdi yoluma devam ediyorum...Hepsi bu....

Vaaay güzel filmdi,buram buram romantizm  kokuyordu,aşk vardı,süperdi dediğim romantik filmlerin ortak yönü;bir kız iki erkek olması.Bu filmlerde bir tarafta tehlikeli,elde etmesi zor,annelerin pek de tasvip etmediği,mantığa aykırı,ama bir yandanda olabildiğince çekici,kendine aşık etmesini bilen,kendine bağlayan,ama seni suya götürüp susuz getirecek cinsten çapkın mı çapkın,zor biri...Azına s.çsada sevmekten vazgeçmeyeceğin bu adamın rakibi uysallığı,sadakati,annenin onaylayacak olması,sen onu yara bandı gibi görecek olmana rağmen seni sevmekten ve beklemeyecekten vazgeçmeyecek olan asil ruhuyla diğer taraftaki  çocuk....Bu filmi çok izledik,filmdeki durumu biliyorsunuz..Defalarca yara alan kız her seferinde yaralarını saracak olan erkeğin kollarına atar kendini,her seferinde bu defa bende ona aşık olucam ve sonsuza kadar mutlu yaşayacağız triplerine girer,ama iyileşir iyileşmez tabanları yağlar...

Yara bandı erkek sayısı günümüzde çok az,yani kim bu kadar çok severki!Ya da kim bu kadar fedakar olabilirki,bu sadece filmlerde gördüğümüz bir şey mi?Başına gelen varsa yazsın lütfen,çünkü çok merak içindeyim,hiçbir erkeği 1 numaralı yara bandı erkeğim jacob gibi hayal edemiyorum...

Ama biliyorum insan başı sıkıştığında bir liman arıyor,düşmemek için kaskatı kesilmiş bedenini,güvenle üstüne yıkacak sıcacık kollar arıyor...Bir liman olmalı,dingin huzurlu,güven verici...Yer yarılsada içine düşsem,yok olsam dediği anlarda yanına gitmek istediği biri olmalı...Bir liman olmalı....

İnsan bütün organlarıyla acı çektiğinde neler olduğunu biliyorum, bedenine ihanet etmek nasıl bir şey biliyorum... Birini aklından çıkaramamak,  her gözünü kapattığında hayaliyle boğuşmak nasıl acı veriyor biliyorum...  Her şeyden vazgeçiyor insan,kısacık ömründen bile...Yemeden içmeden kesiliyor,arkadaşlarını kaybediyor,sosyal çevresi bitiyor,hergün biraz daha yalnızlaşıyor... 
Şansı varsa bir oksijen tüpü buluyor ve ona sarılıyor....Bazıları bu noktada çok acımasız olabiliyor,oksijeni sonuna kadar kullanıp kendini yeniliyor,gücüne güç katıp kendini tekrar kanattırmaya Bay Yanlışa dönüyor,yara bandı çöpte tabi....Bazıları ise ki ben onlara akıllı kızlar diyorum,yara bandıyla bir ömür geçirmeye devam ediyorlar...

Kıran,parçalayan,azına s.çan sonra özür dileyen erkekler en tehlikeli olnaları,her zaman bir şekilde kendilerini affettirirler...Zayıf olmamak lazım,bu devirde akıllı olmak lazım ;) Kapılarınızı açtığınız adam,size aşık olsun,sıcacık kalbinde bitmez bir aşkla sevsin sizi,dürüst olsun,cesurolsun,herşeyden sığındığınız limanınız olsun...Aslında herşey doğru zamanlamaya bağlı;ki bu da başka bir blog yazısı olsun.....

3 yorum:

  1. :) güzel değinmişsin ve buna sebep olan giriş cümlesi çok anlamlı;
    "Asla aşk acısı çeken birine aşık olmayın. O kişi yaralıdır ve yara bandı olarak sizi kullanır"..
    not ettim bi yere saol...

    YanıtlaSil
  2. Dokunmadan ask askmidr diye soruyrlar sizce?

    YanıtlaSil

hey sen! okuyup geçme,yorumunu miras bırak bana...