8 Aralık 2010 Çarşamba

Kaderin Bana Absürt Şakası

Benim zamanımda liseler 3 yıldı.Anadolu lisesine gidiyorsanız bir de hazırlık sınıfı vardı.Şimdilerde eğitim sistemi bayağı değişmiş ama nedense bu konuda dünyada 35 ülkeden 33.ncü seçilmişiz.Demek ki yanlış şeyler değişmiş ve biz bir arpa boyu yol almamışız.Neyse konumuz bu değil.

Ben anadolu lisesi mezunuyum.Lise 2ye gelene kadar üniversitede seçeceğim bölümle ilgili aklımda bir fikir yoktu.Dersaneyede o yıl gitmeye başlamıştım.O dönemde kendimi hayatta her şeye geç kalmış gibi hissediyordum.Bunda ailemin ikidebir ne olmak istiyorsun sorularının payı büyüktür.Şimdi düşünüyorum yaa daha çocukmuşum be ne sıkıştırdınız o kadar,ne diye beni buhranlara soktunuz!

Neticede her gaza gelmişTürk evladı gibi tıp seçmeye karar verdim,hemde Gata tıp...Hedef çok büyüktü.Sıradan insanların sıradan çalışmalarla kazanamayacağı, ekstra Allah vergisi zeka isteyen, kazanmak için çok çalışılması gereken bir bölümdü... Bende ne o kadar zeka ne de çalışma isteği vardı... Her şeyi kafama takan (ki hala öyleyim) sürekli o bunalım senin bu bunalım benim gezen biriydim...Bazen dakikalarca aynı soruya bakar,hiç kalem kıpırtdatmaz başka şeyler düşünürdüm...
Dışardan bana bakan biri "maşallah hiç odasından çıkmıyor,sürekli ders çalışıyor,kesin istediği yeri kazanır,ah bide bizimki böyle çalışsa..." derlerdi. Önemli olan saatlerini harcamak değildi,o saatleri verimli kullanmaktı.Kimse benim,odama kapandığım zamanlarda o kıymetli saatleri boşa harcıyor olabileceğim ihtimalini düşünmedi.Ama öyleydi....Dünya batsa umrumda değil modu sürekli teğet geçiyordum.Hiç o kadar vurdumduymaz olmadım,sapıtmadım,kötü alışkanlıklarım olmadı,ama olabilirdi....Kimse kapıyı açıp içeriyi kontrol etmedi...

Saatlerimi boşa harcayacak lüksüm yoktu.Buyüzden çalışmadığım zamanlarda odadan çıkmayarak kendimi cezalandırıp,vicdanımı rahatlatıyordum...Yaaa püfff orası olmazda sıradan bir üniversitede tıp olur,her yol paris nasılsa diyordum...(ne kadarda burnum büyükmüş,iyi kötü bi yerde tıp tuttururdum diyordum..)Sonra beni tuttular :D 

Hiç bir tıp tutmadı.....

Sıradan bir üniversitede iyi bölüm okumakla kendimi teselli ederim hep...Mühendislik seçmemin hikayesi budur...Tekrar sınava hazırlanmayı hiç düşünmedim çünkü kendimde o gücü hiç bulamadım...Yarış atı gibi bi kere koştuk,aynı maratonu iki kere yapmamnın alemi yok,bi kere denedik,boyumuzun ölçüsünü aldık,yeter diye düşündüm,ayrıca kendimi yerden yerlere de vurmayım,riske atılacak bir puan değildi benimki ;)

Sonrasında 4 yılda okulu bitirdim,işsizler kervanına katıldım ve başka bir maratonun içinde buldum kendimi...Daha önce bahsetmiştim biliyorsunuz iki hafta öncesinde 3.5 yıllık maraton (nerdeyse bir lisans eğitim süresi!) bitti ve artık memurum...Bu yazıyı yazma nedenime anca gelebilmiş bulunuyorum;bunca zaman boyunca tıp hep aklımda,kalbimde bir yerlerdeydi..Ben ne zaman bir yerde hastane,eczane,doktor hatta ilaç kutusu görsem aklıma hep gerçekleşmeyen bu hayalim gelir..Hep şöyle derim kendime "sadece hasta olduğum bu mekanda ömrüm geçiyor olabilirdi...Netde mühendislikle ilgili makaleleri değil,gelişen tedavi yöntemlerini inceliyor olabilirdim....vs"İnsanların gerçekleşmeyen hayalleriyle ilgili düşüncelerini hep canlı tuttuklarını düşünüyorum...Bununla yüzleşmem için kaderin bana oyun oynaması lazımmış....İki haftadır 9-18 mesaide buhranlardayım...Kimseylede bunu paylaşamadım,nasıl paylaşıyım,k.çlarıyla gülerler eminim....

Resim özetliyor aslında ama ben yinede anlatayım...Masama oturup arkama yaslandığımda karşımda pencere var,dışarı doğru bakınca büyük çam ağacıyla ... TIP'ı görüyorum.Kırmızı neonlu tabelasıyla sanki "ben burdayım,snen ordasın,az daha çalışsaydın burda çalışıyor olabilirdin,şimdi ceza olarak önümüzdeki 30 yıl boyunca bana ordan bak!" diye bağırıyor...Aaaah ah gönül neler ister,kader ona bakıp güler....Bu da kaderin bana başka bir oyunu(şakası)...Ha ha ha çok komik!....

4 yorum:

  1. ya sizin fotoyu bir sitenin izleyenler kısmında görüp öylesine tıkladım,ama açıkçası yazınızı yalar yutar biçimde okudum.aynen bu konularda stresliyim ben şuan :/ okudukça daha çok asılmam gerektiğini anlıyorum.Ve şey,teşekkür ederim bu yazı için.Bu aralar öyle böyle değil kafam kurcalanıyor bu konularda

    YanıtlaSil
  2. Benimde içimde kalan en büyük ukte iç mimarlıktır. Benimse tek şanssızlığım ailenin tek çocuğu olmam ve öğrencileri bilinçlendirmeyi seçmeyen okulumdu. Şimdiki aklım olsa bu hedefimi mutlaka yerine getirirdim, hala da bir mesleğim olduğunda bunun için çabalasam mı diye düşünmüyor değilim.

    YanıtlaSil
  3. Orda olsaydın da başka bir hayalin sana pencereden bakıyor olurdu.İnsan hayatı böyle gerçekleşenlere değil gerçekleşmeyen hayallerimize yanarız...

    YanıtlaSil
  4. aslında yorumlara upuzun cevaplar yazmıştım ama yanlışlıkla bir yerlere bastım sayfa yenilendi yorumlar gitti falan filan,şimdi o kadar şeyi baştan yazmaya eriniyorum ;)

    çizer;çok teşekkür ederim,yazıyı beğenmene sevindim,umarım hayallerin için peşinden benden daha ciddi koşarsın ve elde edersin,sonra yıllar geçipde elindekilerle yetinmek zorunda kalmazsın umarım...

    cipsi bacım;sende güçlüsün,tuttuğunu koparırsın,azimlisin,çalışkansın,maddi manevi desteğin olduktan sonra neden olmasın diyorum...

    huyumkurusun; yafrum biliyorum belkide o zaman neden başka bişey okumadım daha rahat bir meslek filan diycektim bilmiyorum,hayat ne garip yaaa...beni hep böyle ilginç testlere tabi tutuyo,yoksa herkes böylede bi benmi mızmızlanıyorum.....

    YanıtlaSil

hey sen! okuyup geçme,yorumunu miras bırak bana...