8 Şubat 2011 Salı

Beklemek


Bir felsefe hocası öğrencilerine "beklemek"i şöyle anlatır;
Beklemek zamanla yapılan mahrem bir sohbettir.Uzun uzun beklemek bunun ötesidir:zamanla araştırmacısı arasında bir düellodur...

Kendinizi zamana bırakın,ona boyun eğin,teslim olun...

Bu beklemenin ne olması gerektiğini sorun kendinize:Gelecekteki bir olay lehine şimdiye ihanet mi?Peki şimdi nedir?Beklerken şimdiye ait bir anın var olmadığını fark edeceksiniz.Aklınız onu yakalamaya çalıştığında zaten çokdan geçmiş olduğunu veya henüz gelmediğini anlayacaksınız.Geçmiş ve gelecek doğrudan birbirine bağlıdır,anlayacağınız şey bu olacaktır işte...Peki hanımlar ve beyler insan nerede o zaman?Yoksa aslında biz yok muyuz?Zamanın kostümünün baş ve kollar için delikleri olmadığı için aslında gerçekten var değil miyiz?Şunuda aklınızdan çıkarmayın:İnsan yalnızca idaredeki hanımların sonsuz öğle paydosunun geçmesini beklemez.Örneğin siz şu anda dersimizin bitmesini bekliyorsunuz.Bundan sonrada kantinde yemeğinizi,yemek sırasında da sonraki  dersin başlamasını,orada da paydosu bekleyeceksiniz.Birde elbette bütün bu zaman boyunca haftasonunu,bunun dışında da birde sömestr tatilini bekleyeceksiniz.Beklemek,hanımlar ve beyler,sayısız katmandan oluşur.Toplamda diplomanızı almayı,Öğreniminizi tamamlamayı,bir iş bulmayı bekliyorsunuz.Havaların iyileşmesini,mutlu günleri ve büyük aşkı bekliyorsunuz.Hepimiz,istesek de istemesek de,ölümü bekliyoruz....

Fark ettiğiniz bir şey var mı?Hayat beklemekten ibaret,beklemeye hayat diyoruz.Beklemek şimdidir.İnsanoğlunun zamanla genel ilişkisidir.Beklemek Tanrının taslaklarını duvara çizer.Beklemek varoluşumuz olarak tarif ettiğimiz geçiş evresidir!

"Serbest Düşüş-Juli ZEH"

Bunu yazıyı yazdım çünkü "Hayat beklemekten ibaret,beklemeye hayat diyoruz" bu duyduğum en iyi hayat tanımlarında biridir.Kitapda çocuğu kaçırılan felsefe profösörünün fidyeyi (ki bu maddi bir şey değil)ödedikten sonra çocuğundan haber beklediği dönemde anlatılan kısım.İnsan aklını kaybetmeden nasıl bekleyebilir bunu çok güzel anlatmış yazar.Bir noktada baba dayanamıyor ve o noktada serbest düşüşü başlıyor.Bunuda yazar şöyle ifade etmiş: "...Bu beklemenin amacı aklın çökmesini ve vücudun intihar etmesini önlemek.Düşen birinin gelmeyen çarpması beklemesi..."

Gelmeyecek bir şeyi,birini beklemek...En çok korktuğum duygudur...Aklıma Robin Williams bir filminde geçen bir söz geldi;ki bu sözü kendimi bildim bileli bilirim,yıllardır hatırlarım:derki orda"intihar eden biri için en büyük ceza,kurtulmak istediği hayatın devam ettiğini sanmasıdır..." Filmde ailesini tamamen kaybeden kadın intihar eder ve cehenneme gider,orda kendi evindedir,acılar içindedir,öldüğünün farkında değildir,ölüp ailesine kavuşacağı günü bekler.Kocası ve çocukları cennettedir.Kocası karısına çok aşıktır ve onu cehennemde bulur....vs.

Konu nerden nereye geldi,birhayli dağıldım,affola...

5 yorum:

  1. Yok yok dağılmamışsın güzel anlatmışsın.Bende beklemekle ilgili bir yazı yazmıştım.bu çok daha farklı bir bakış açısı olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Hayat beklemeden ibaret, beklemeye hayat diyoruz.
    Hiçbir şey beklemezsek o an da boş gelir gibi. Çıkamadım içinden :)

    YanıtlaSil
  3. bana yorumda şaka yapmışsın galiba.
    kırmızı kızlarda.
    :)
    ben kız değilim ki.

    YanıtlaSil
  4. yaf deep ne bileyim,bayan olmadığını biliyorum ama hikaye kısmını kaçırmışım dalgınlıkla gerçek bişe gibibende saf saf yorum yazmışım,yorgunluktan hepsi ;)şimdi bende gülüyorum :D

    YanıtlaSil
  5. güzel yazmışsın hayal:)gelecekteki bir olayın lehine olacağı bilindiği sürece beklenen şeye/kişiye değiyor diye düşünüyor ve ben de bekliyorum:)

    YanıtlaSil

hey sen! okuyup geçme,yorumunu miras bırak bana...